Geçip giden saatlerin bıraktığı,
Gözlerim merak ediyor aniden
Nasıl bir histi acaba,
Takılıp kalmaları bir anda,
Bir sinek kuşunun uçuşuna?
Merak ediyor gözlerim,
Çünkü yıldızlar yok.
Gözlerin yok.
Ve ellerim de duruyor birden
Merak ediyorlar
Bir sinek kuşu… Bir sinek kuşunun
Zamana göre değil; zamanı göre göre geçen,
Bir lokmacık
Gölgesiz yaşamını.
Gözlerim… Ellerim…
Ama en çok da ben merak ediyorum
Bütün gölgelerim, -sahi kaç tanelerdi en son,
Kaç tane olacaklar?-
ve ben merak ediyoruz
bir sinek kuşu olmak
Nasıl olurdu?
Merak ediyoruz,
Sense bir o kadar uzaklaşıyorsun,
Bir o kadar yabancısın.
Bütün tabiatı üzerine salsam, hıncımı onlara miras bıraksam
Nafile
Yine anlamayacaksın.
Gözler susuyor sonra,
Eller serbest
Ben serbest.
Uçuyoruz gözler susunca
Uçabiliyoruz.
Sabahın tembel yavrularının üstünde
Uyku kokusunu çekerek içimize
Kül rengi duvarlardaki cansız fakat cafcaflı
Boyalı kelimelerin hengamesine kulak vererek
Ve bittabi tıkayarak
Parlak sarı-beyaz kaldırımlardan uçuyor
Adım adım
Tozları üfürerek nedensizce
Bir an uyanır gibi oluyoruz.
Zamanımız azalıyor… Azalıyor…
Sıkı tut… Sıkı tut Fi… Kaçırmayalım.
Gözlerini ne çok sıkı yum
Ne de aç.
Biz bir sinekkuşuyuz şimdi .
Biz hızlıyız. Çok hızlı.
Duvar saatimiz yaşlanıyor dışarıda
Ama biz ışıktan kanatlarla
Vızır. Vızır. Puf! Vızır.
Ama zaman… Zaman alışık değil
geride bırakılmaya
ne de geride bırakmaya.
Ama… Ama… Ama…
Ve göğü yıldız dolu bir semanın
Son yıldızlarına yetişiyoruz
Birkaç deniz, birkaç bozkır,
Birkaç tarih atlıyoruz bir nefeste
Bir sinek kuşuna yollar nedir ki?
Kum tepeleri serin,
Ağaçlar, kuru dallar serin.
Gök morarıyor. Kuru hava. Temiz.
Bilmezdim çorak çöllerin böylesine güzel olduğunu…
Özlemim meraklanıyor.
Çünkü orada,
Kuru ekmek bile bir başkadır.
Zaman öfkeli… Zaman kinlendi…
Tutun ellerimden
Ak saçlı dağlar
Bırakmayın!
Tutunamıyorum…
Zamanın sabrı taştı.
Nihayet
Dokuz gölgeli kedilerini salıyor üzerimize
Uyanıyoruz.
Ve gölgekovalamakgünü,
Yeni bir gölgekovalamakgünü
Başlıyor.
Oysa ben biliyorum
Artık unutmamacasına
Ellerim ve gözlerim de biliyor.
Senin gölgeni kovalarken dahi biliyoruz.
Anımsıyoruz artık.
Bizler, Fi ve ikimiz
Pi ve üçümüz,
Her rüyada bir gölgesizdik,
Zamanı adımlardık her gece,
Kırk farklı yüzümüz vardı...
Bir sinek kuşuyduk
Farkındaydık.
Ama senin
O rüyalarda artık bir gölgen var.
Yazık…
6 Nisan 2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder