(Mayıs 2020)
Yaşadıkça uzuyor ömrüm
Her sene büyüyor kum saatim,
Her saniye artıyor yüküm
Hani çocuklar yaşamalıydı?
Çocuk ömrü kısa oluyormuş meğer,
Büyüdükçe uzuyor ömrüm
Bir boşluğa doğru kanat çırpardım
çocukken
Kanatlarım olurdu
Kuşlar hiç yorulmazdı ki…
Gökyüzü hep daha mavi daha beyaz
Bir boşluk
Bizimle dolan…
Oysa uçtukça uzarmış ömrüm…
Kırlangıçların ömrü kısa olurmuş
meğer…
Alice’in tavşan deliğine doğru
Düşüşe geçtim aniden
Kanatlarım erimiş çünkü
Her şey kayıp giderken ellerimden
Ne gök ne yer yuva bana
Bir düşüş,
Renkler karışırken birbirine
Düşüyordum…
Renkler karışıyordu birbirine
Harfler soluyordu
Kelimeler anlamsız
Tanımlar bulanıyordu
İnanç bir tanım olmamalıydı
Düşerken anladım…
Oysa anlamak
Tozlu bir plaktı artık
Pikabım olmaması ne yazık…
Zafer yenilgidir bazen,
Yenilgi zafer
Anlamadıkça anlıyordum
Anladıkça da anlamıyordum
Bu kiplerde arıyorum hayatımı
Bir Aristo zaferi yetmez bana
Egom oksijen tüpleri yaratıyor ve
ben
Ömrüm uzarken
Daha bir hızla düşüyordum…
Bu düşüşün sonu yok mu tanrım
Bir durak bir mola
Düşmenin sonu bana kalmışsa eğer
Bilmem gülleri kırmızıya boyarken
Üzerimde maça mı olur kupa mı?
Bir kirpi, bir devekuşu, bir kedi…
Durup çiçekleri koklamak için
Fazla hızlı yaşıyorum
Kelebekten yavaş geçiyor ömrüm
Kaplumbağadan hızlı
Salyangoz gibi kaygan bir hayat
yaşamak
Bense düşüyorum alice gibi
Son durak gri limanlar…
Henüz ulaşamadım deliğe
Merak ediyorsanız şayet
Büyümek şişeleri tanımak
Ben küçüğüm henüz
Oysa küçüklük
Sesleri ayırmamak
Ben büyüğüm o zaman
Henüz hiçbiri değilim
Arafta bekliyorum
Düşüyorum
Her düşüş bir umut
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder