16 Ağustos 2025 Cumartesi

CXLVII - KAMP ŞARKISI

 

O kadar siyahtı ki gecenin rengi

Bilmiyordum önümdeki uçurum mu su mu?

Birkaç fener vardı güvenli gölgesine sığındığımız

Yıldız katili, bir alay fener!


Birkaç adım uzaklaşınca onlardan 

Yıldızlar akın ederdi o karanlığa

Bir ürperme gelirdi, dağ başıydı ne de olsa

Gökyüzü desen, bir siren şarkısı güzelliğindeydi oysa. 


Bir telaşla oradan oraya koşuşturup durdum çocuk gibi, 

Yıldızlara mı sığınmalıydı yoksa fenerlere mi şimdi?


O kadar siyahtı ki gecenin rengi

Bilmiyordum, önümdeki uçurum mu su mu?

Ürkekliğime ne fenerler çare oldu, ne yıldızlar.

Ta ki bir tepenin ardından ay doğana kadar, 

Hiçbir yansıma ulaşmadı o karanlığa. 

Sonra baktık ki, meğersem nehirmiş dağların eteklerinde kıvrılan.


Bir amansız çekişme başlattı ayın bu gelişi

Birkaç adım uzaklaşınca fenerin güvenli kollarından 

Adeta kara bir nehir tablosuna kesiyordu meydan

Bazısı silinip gitmişti yıldızların

Olsundu

Şatafatı azdı böylesinin belki,

Ama mütevazı bir güzelliği vardı. 

İnsan bıkmak bilmezdi mehtapla başbaşa kalmaktan belki,

Ama hayatı, fenerlerin orada kalmıştı. 


Bir telaşla oradan oraya koşuşturup durdum çocuk gibi, 

Geceye mi sığınmalıydı yoksa fenerlere mi şimdi?


Bir uyku çekiştirdi omuzlarımdan

Ağrılı bir uyku

Sabah aynı manzaraya uyanamayacaktım, biliyordum

Azalacaktı o kara büyü

Albenisi kopup gidecekti paye paye 

Ama inanır mısın?

Ay yine bir derviş misali,

Orada olacaktı

Işığı solacaktı belki, 

Ama baktıkça, adeta bir hayal gibi

O tılsımlı geceyi hatırlatacaktı…   


14 Temmuz 2025


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder