3 Aralık 2024 Salı

XLII - KAYIP

Sanki kalmadı söylenecek söz

Ama sözlerin bittiği yerde…

Sahi,

Ne başlardı?

 

İşin en korkuncu

Issız bir çayırda düşürdüğüm kalemimi

Hala arayıp da bulamamam.

Seni istemenin ne demek olduğunu

Hatırlayamamam.

Uzun perçemin dışında her şeyini

Unutmuş olmam.

Beni bu kadar ürküten şeyse,

Artık kalabalıklarda yalnız olmaktan,

Korkmamam.

 

Korkmamak korkutuyor beni

Cesaretin cilalarını söküp alıyor tırnaklarımdan.

Dökülüp duruyorlar tel tel, ve ben

Hiçbir isyanı öremiyorum artık saçlarımda

Hiçbir savaş kalmıyor kıvrımlarında buklelerimin

Ve barış, o kördüğüm,

Takılıp kalıyor gırtlağıma ama

Öfke her zamankinden de yakıcı artık

Her zamankinden de kırmızı

Her zamankinden de koyu kıvamı

Ve hiç görmediğim kadar da sahipsiz…

 

Parmaklarım uzanıyor fosforlu tenine yaşamın

O korkutucu, kaygan, pürüzlü yüzeyine…

Bir türlü akmayan gözyaşlarım,

Koskoca bir alev besliyor içimde.

Hissediyorum

Yeni bir cehennem, yeni bir yıkım…

Kopacak ikinci mahşer!

Alev bir daha yutacak!

Bir daha yakacak!

Bir daha boğulacağım ateşlerde

Ve bu sefer beni

Şiir bile kurtaramayacak…

 

Korkmamak korkutuyor beni

Korkmadıkça sanki, kim tutacakmış elimi?

Balta girmemiş ormanlarda ararken kalemimi

Peşimden kim gelecek sanki?

Önümde kim olacak?

Hatıralarım kimi boğacak?

Beni kim, neden kurtaracak?

Geriye ne kalacak korkmazsam,

Ölümden veya doğumdan?

Ya yaşamdan ne kalır geriye,

Kapılar kırılacaksa çat diye?

Sevgi bile ufalanıp gitmeyecek mi hatıralarımda,

Şayet korkmazsam?

 

Korkmamak korkutuyor beni

Artık ne geceleri uyku buluyor beni yastığımda

Ne de gündüzleri bırakıyor peşimi gün ışığında

Kalemimin donuk mürekkebine dönüştüğün sayfalarda

Hiçbir çiçeğin saklayamadığı,

Ceset kokusu…

 

Korkamamak korkutuyor beni,

Cesaretin cilalarını söküp alıyor saçlarımdan…

Hiç olmadığım kadar, deliyim artık sanki

Hiç olmadığım kadar da sıradan belki…

 

Kelimeler bitti işte.

Sahi şimdi,

Ne kalmalıydı geriye?

 

27 Temmuz 2021

 


 

XLIV - HAYALET - ANTHEA

 

İşte isimsiz bir yüz daha uzanıyor zihnimin panjurundan

Asla bir ruha ulaşamayacak gözleri,

Sahipsiz bir hüzünle kıvrılmış dudaklarıyla,

Dünyanın tanımadığı bir yüz daha

Bir kağıda karalanıyor.

Simsiyah gözbebekleri,

Bilmem neden,

Hep ağlamaklı bakıyor…

 

Her çizgide daha da yaşlanıyor,

Her sevgide biraz daha soluyor,

Her saniye bir sene oluyor saçlarında,

Ama nedense her portre parmaklarımdan,

Biraz daha küskün doğuyor…

 

Sahi, hiç anlamış değilim

-Sanki neyi buldun da anlayacaksın diyeceksiniz

Doğru söze ne denir?-

Neden fütursuzca hüzün akıp durur kalemimden

Dur durak bilmeden?

Güldüğünü sandığım,

Her çizgide, her harfte, her sözde,

Neden kapkara bir közdür öfkem?

Nefesim neden kıvılcım kokar?

Ateşten korktuğum kadar,

Sudan da korkmam neden?

Nabzımın her atışında

Yeni bir element…

Ya bu neden?

 

Acaba,

Neden ola ki?

Her zaman öfkeli bakıyor,

Zihnimin mahzun hayaletleri?

 

2 Ağustos 2021


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder