Sanki kalmadı söylenecek söz
Ama sözlerin
bittiği yerde…
Sahi,
Ne başlardı?
İşin en korkuncu
Issız bir çayırda
düşürdüğüm kalemimi
Hala arayıp da
bulamamam.
Seni istemenin ne
demek olduğunu
Hatırlayamamam.
Uzun perçemin
dışında her şeyini
Unutmuş olmam.
Beni bu kadar
ürküten şeyse,
Artık
kalabalıklarda yalnız olmaktan,
Korkmamam.
Korkmamak
korkutuyor beni
Cesaretin
cilalarını söküp alıyor tırnaklarımdan.
Dökülüp
duruyorlar tel tel, ve ben
Hiçbir isyanı
öremiyorum artık saçlarımda
Hiçbir savaş
kalmıyor kıvrımlarında buklelerimin
Ve barış, o
kördüğüm,
Takılıp kalıyor
gırtlağıma ama
Öfke her
zamankinden de yakıcı artık
Her zamankinden
de kırmızı
Her zamankinden
de koyu kıvamı
Ve hiç görmediğim
kadar da sahipsiz…
Parmaklarım
uzanıyor fosforlu tenine yaşamın
O korkutucu,
kaygan, pürüzlü yüzeyine…
Bir türlü akmayan
gözyaşlarım,
Koskoca bir alev
besliyor içimde.
Hissediyorum
Yeni bir
cehennem, yeni bir yıkım…
Kopacak ikinci
mahşer!
Alev bir daha
yutacak!
Bir daha yakacak!
Bir daha
boğulacağım ateşlerde
Ve bu sefer beni
Şiir bile
kurtaramayacak…
Korkmamak
korkutuyor beni
Korkmadıkça
sanki, kim tutacakmış elimi?
Balta girmemiş
ormanlarda ararken kalemimi
Peşimden kim
gelecek sanki?
Önümde kim
olacak?
Hatıralarım kimi
boğacak?
Beni kim, neden
kurtaracak?
Geriye ne kalacak
korkmazsam,
Ölümden veya
doğumdan?
Ya yaşamdan ne
kalır geriye,
Kapılar
kırılacaksa çat diye?
Sevgi bile
ufalanıp gitmeyecek mi hatıralarımda,
Şayet korkmazsam?
Korkmamak
korkutuyor beni
Artık ne geceleri
uyku buluyor beni yastığımda
Ne de gündüzleri
bırakıyor peşimi gün ışığında
Kalemimin donuk
mürekkebine dönüştüğün sayfalarda
Hiçbir çiçeğin
saklayamadığı,
Ceset kokusu…
Korkamamak
korkutuyor beni,
Cesaretin
cilalarını söküp alıyor saçlarımdan…
Hiç olmadığım
kadar, deliyim artık sanki
Hiç olmadığım
kadar da sıradan belki…
Kelimeler bitti
işte.
Sahi şimdi,
Ne kalmalıydı
geriye?
27 Temmuz 2021
XLIV - HAYALET -
ANTHEA
İşte isimsiz bir
yüz daha uzanıyor zihnimin panjurundan
Asla bir ruha
ulaşamayacak gözleri,
Sahipsiz bir
hüzünle kıvrılmış dudaklarıyla,
Dünyanın
tanımadığı bir yüz daha
Bir kağıda
karalanıyor.
Simsiyah
gözbebekleri,
Bilmem neden,
Hep ağlamaklı
bakıyor…
Her çizgide daha
da yaşlanıyor,
Her sevgide biraz
daha soluyor,
Her saniye bir
sene oluyor saçlarında,
Ama nedense her
portre parmaklarımdan,
Biraz daha küskün
doğuyor…
Sahi, hiç anlamış
değilim
-Sanki neyi
buldun da anlayacaksın diyeceksiniz
Doğru söze ne
denir?-
Neden fütursuzca
hüzün akıp durur kalemimden
Dur durak
bilmeden?
Güldüğünü
sandığım,
Her çizgide, her
harfte, her sözde,
Neden kapkara bir
közdür öfkem?
Nefesim neden
kıvılcım kokar?
Ateşten korktuğum
kadar,
Sudan da korkmam
neden?
Nabzımın her
atışında
Yeni bir element…
Ya bu neden?
Acaba,
Neden ola ki?
Her zaman öfkeli
bakıyor,
Zihnimin mahzun
hayaletleri?
2 Ağustos 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder