Biliyor musun,
Yaşamayı öğrendim
yavaş yavaş,
Sen beni hiçbir
zaman tanımamıştın ya hani
Çakıl taşlarını
botlarımdan kazıdım ben de
Çamurlar alsın
diye yerlerini
Biliyor musun,
Önüne koymak
gerekirmiş birini
Tanımak için
kendini
Tanıtmalıymış
önce başkalarına
Söylemeliymiş
dürüstçe
Yaşamayı bilip
bilmediğini
Biliyor musun,
Ne güzeldin, ne
de çirkin
Ama bendim ördek
olan
Hiçbir önemi
olamazdı gerçi,
her duyguya aşk
demek
Dangalakların
işidir çünkü
Kestirmeyi hep
unuttuğun uzun saçların vardı
Küfürlere alışmış
konuşmaların
Umursamaz
bakabilen gözlerin
Benimse hep
kestiğim kısa saçlarım vardı
Suskun, sırıtkan,
garip bir dilim
Şaşkınlığı
kapatamayan gözlerim...
Bunların bir
önemi yoktu gerçi,
Gerçekse,
Akmalıydı kanım
Böyle öğrenirdim
yaşamayı
Akıttın…
Akıttılar…
Son damlasına
kadar
Toprak onunla
ıslanamamış da olsa
Gülleri
utandıramamış da olsa kanım
Akıp gitti,
Geriye bir kabuk kalana kadar…
Ve inan bana
Başarısız bir
soğuklar filmi daha çekilecekse
Varlığım hepsini
aşar ve geride kalır yine de
Bir vampir olmak
için doğmalıymışım ben de
O zaman belki de
İhtiyacım olmazdı
peltek diş tellerine
Yine de, zor oldu
ama
Öğrendim yaşamayı
Maskemi nasıl
kullanacağımı
Kodları nasıl
sarışın, kızıl göreceğimi
Valjean’ı nasıl
utandıracağımı
Hoşgöreceğimi ve
hoşgörülmeyeceğimi
Çok bilmiş bir
ifadenin
İstanbul’da bir
düdük olduğunu
Kendime nasıl
sırıtacağımı
Konu “ben”
olduğumda
Benliğimi nasıl
geride bırakıp
Benin önüme
geçmesine izin vereceğimi
Anlarsın ya
Alıştım işte
Gerektiğinde
gözlerimi bile parlatabilirim artık
Gülebilir,
Yeni bir gözlüğü
ya da kahkülü övebilirim hakkınca,
Çünkü
Hala kusurları
olsa da
Yaşamayı öğrendim
Ve kandırmayı
Ve biliyor musun?
Aslında,
Gerçekten
öğrendiğim tek şey
Nasıl yaşıyormuş
gibi yapmaktı…
Ve analiz ettikçe
iki bardak sütü
O süt boyumuzu
daha fazla uzatmazdı…
1 Mart 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder