3 Aralık 2024 Salı

XI - BİR EYLÜL SABAHI...

Biliyor musun,

Yaşamayı öğrendim yavaş yavaş,

Sen beni hiçbir zaman tanımamıştın ya hani

Çakıl taşlarını botlarımdan kazıdım ben de

Çamurlar alsın diye yerlerini

 

Biliyor musun,

Önüne koymak gerekirmiş birini

Tanımak için kendini

Tanıtmalıymış önce başkalarına

Söylemeliymiş dürüstçe

Yaşamayı bilip bilmediğini

 

Biliyor musun,

Ne güzeldin, ne de çirkin

Ama bendim ördek olan

Hiçbir önemi olamazdı gerçi,

her duyguya aşk demek

Dangalakların işidir çünkü

Kestirmeyi hep unuttuğun uzun saçların vardı

Küfürlere alışmış konuşmaların

Umursamaz bakabilen gözlerin

Benimse hep kestiğim kısa saçlarım vardı

Suskun, sırıtkan, garip bir dilim

Şaşkınlığı kapatamayan gözlerim...

 

Bunların bir önemi yoktu gerçi,

Gerçekse,

Akmalıydı kanım

Böyle öğrenirdim yaşamayı

Akıttın…

Akıttılar…

Son damlasına kadar

Toprak onunla ıslanamamış da olsa

Gülleri utandıramamış da olsa kanım

Akıp gitti,

Geriye  bir kabuk kalana kadar…

 

Ve inan bana

Başarısız bir soğuklar filmi daha çekilecekse

Varlığım hepsini aşar ve geride kalır yine de

Bir vampir olmak için doğmalıymışım ben de

O zaman belki de

İhtiyacım olmazdı peltek diş tellerine

 

Yine de, zor oldu ama

Öğrendim yaşamayı

Maskemi nasıl kullanacağımı

Kodları nasıl sarışın, kızıl göreceğimi

Valjean’ı nasıl utandıracağımı

Hoşgöreceğimi ve hoşgörülmeyeceğimi

Çok bilmiş bir ifadenin

İstanbul’da bir düdük olduğunu

Kendime nasıl sırıtacağımı

Konu “ben” olduğumda

Benliğimi nasıl geride bırakıp

Benin önüme geçmesine izin vereceğimi

Anlarsın ya

Alıştım işte

Gerektiğinde gözlerimi bile parlatabilirim artık

Gülebilir,

Yeni bir gözlüğü ya da kahkülü övebilirim hakkınca,

Çünkü

Hala kusurları olsa da

Yaşamayı öğrendim

Ve kandırmayı

 

Ve biliyor musun?

Aslında,

Gerçekten öğrendiğim tek şey

Nasıl yaşıyormuş gibi yapmaktı…

Ve analiz ettikçe iki bardak sütü

O süt boyumuzu daha fazla uzatmazdı…

 

1 Mart 2021


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder