Sevmek için büyük.
Deniz bir damla martı gözü o halde.
Kumrular kadar aptal ve küçük sevgilim,
Sen ne derdin buna?
Küçülmeli yaşamak için.
Hayat ufalanıp gitmeli gözlerinde ki,
Dört elle sarılasın ona. Sarhoşken şişenden çıkmışcasına.
Küçülmeli, küçülmeli, yok olup gitmeli insan dikiz aynalarında,
Çapkın, boyalı bir gülüşle.
Eli silahlı devrin, küçük insancıklarından, sevgilim,
Sen ne derdin buna?
Ufalandıkça büyüyor insan
Akıllanırsa şayet, küçülüyor.
Küçülmeli, küçülmeli, kaybolana kadar gözlerden,
Gözlerden kaçmalı. Kaçmalı. Küçülme yolunda tüm dünya.
Küçülüyor. Her şey. Puntolar. Kumaşlar. Bedenler. Vesikalar.
Oyuncaklar. Gözler. Ruhlar küçülüyor. Tıklım tıklım Taksim Meydanı, “Neden?” “Küçülüyor da ondan!”
Küçülüyor. Boylarımız. Masallarımız. Yaşlarımız. Yüzlerimiz. Ceplerimiz.
Ele avuca sığmaz yaşamlarımız bizim, süzülüp akan güdük parmaklarından cücelerin.
Devlerin dişinin kovuğunda, evim evim, güzel evim!
Esir şehrin, esir çocuğu, küçük sevgilim
Sen ne derdin buna?
Bugün, bütün resimlerim üşüyor, büzülüyor, küçülüyor.
Ama inanır mısın, içim ılık.
Bak kalemimin burnu kızarmış soğuktan, sümüğü akıyor.
Ama içim, sıcacık.
Hayalimin aynasındaki, küçük, aynasız sevgilim
Sen ne derdin buna?
14 Ocak 2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder