İnsan sadece kokularla yaşayabilir belki de
Sabahları bir
fincan yağmur kokusu içer,
Bir dilim soğuk
kokusuna, bir kaşık çiy kokusu sürer, ısırır.
Çekirdeklerini
ufak bir kaseye tükürür rüzgarın kokusunun
Omuzlanıp
önündeki günün nafakasını
Kapıdan fırlayıp
çıkar…
Zengin
sofralarındaysa, ilaveten,
Reçel niyetine
çeşitli çiçek kokuları
Kimi sofralarda
peynir niyetine taze çam, kuru çimen kokusu,
Susadığında da
bir bardak dolusu,
Bulut kokusu…
İnsan sadece
kokularla yaşayabilir belki de
Öğlenleri
acıktıkça güneşi koklar.
Güneş hafif yanık
köy ekmeği gibi kokar,
Bilmem hiç
tattınız mı?
Güneşe katık
ederler, kanatları nasır tutmuş kuşlar, gurbet kokusunu
Baharda iğde
çiçeğinin,
Yazları tuzun,
Güz gelince kuru
yaprağın kokusundan tadarız biz de
Kışın yanık
kömürün, sıcak kaloriferin ve giyilmekten kartlaşmış kürklerin kokusundan bir
de..
Mavi gökyüzünün
kokusunu bir mataraya doldurup,
Susadıkça
kafamıza dikeriz.
Serin serin, oh
ne güzel!
Ceketimizi
parmağımıza dolayıp omzumuza atar,
Akşamı beklerken,
Ölümü unutma
yarışında,
Gelecek şarkısına
dalıp gideriz…
İnsan sadece
kokularla yaşayabilir belki de,
Akşamları,
parmaklarımızın arasına sıkıştırıp,
Sıkıca sardığımız
yorgunluğun kokusunu çekerken içimize ,
Soframızda
Büyük bir tepside
yaşamak,
Bardaklarda ferah
ve ekşi bir ayaz,
Tabaklarımızda
zaman,
Kaselerimizde
kepçe kepçe uyku kokusu olur.
Yemekten sonra,
Annelerimiz
yıldız koksu kızartır,
Kırmızı turuncu
bir alev kokusunda…
Ve bulutsuz
gecelerde,
Büyüklerimiz ay
kokusuyla keyiflenir,
Biz çocuklar
kahkahaların şekerimsi kokusuyla sarmalanıp,
Defalarca
söylenmeden,
Uyumak istemeyiz.
Neden mi?
Amma soru!
Rüyaların kokusu
yoktur da ondan!
İnan sadece
kokularla yaşayabilir belki de
Denizaşırı
memleketlerde üç öğün deniz, tuz, yosun
Midye, demir ve
pas koklarlar herhal.
Kimileri ağaç ve
odun kokusuna uyanıp,
Çimen kokusuna
uyur.
Bazıları bir
damla su kokusuna hasret, kum kokusuyla beslenir.
Kim bilir ki?
Dünyada varlık kadar koku yok mu nasılsa?
Mesela, güneş her
varlığa sindirir kokusunu,
Elma, portakal,
limon, muz, kavun…
Hepsini kokularla
giydirip dikkatlice, önlerini ilikler şefkatle.
Ya da, renkler
mesela,
Sarı buğday
kokar,
Kırmızının kokusu
tatlı tatlı, soğuk içilir
Mavinin kokusu
soluk ve ferah bir çehreye benzerken,
Yeşilin kokusu,
hastalara kaşıkla verilir…
İnsan sadece
kokularla yaşayabilir belki de,
Dünyadaki
kokuları tüketmemiş olsak
Yaşardık da yine.
Ama yine de,
Zaten, belki de,
İnsan sadece,
Kokularla
yaşıyordur şimdi de.
Akciğerlerimizde,
Bir zamanlar
çocuk ellerimizle topladığımız,
Sıcak çorba
kokulu anılarımızla hem de…
İnsan sadece
kokularla yaşayabilir belki de…
25 Ekim 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder