27 Ocak 2025 Pazartesi

CXXXVI - LAPİSLAZULİ

Aynaya baktığında gördüğün yüzü tanıyabilmekti mesele 

Özgürlük canın istediğinde ölebilmek değil de neydi?


Durgun dalgaların üzerinden uçmaktayız şimdi,

Bütün limanları es geçiyoruz. 

Kanatlarımız bile var bu sefer,

Gök lacivert çoğun,

Deniz koyu mavi. 


Kaçtığımız, umarsızca öfkeli bir canavardı bazı günler,

Hunhardı yaratıcıya duyulan his, yaratansa bizdik

Bir tanrılaşma fobisi yapışıp bacaklarımıza, uykuya çekiyordu bizi

Bir çocuk kadar zalimdi uçuşumuz, teleklerimizse bir o kadar masum,

Kırılmaktan korktuğumuz kadar, kırmaktan da korktuğumuzdandı belki.


Çoğu zamansa,

Uyanır uyanmaz unutuyorduk kimden kaçtığımızı.

Uçsuz bucaksız su ve yaprak manzaraları kalıyordu geriye

Gözlerimizi açtığımızda bir başka uykuya. 

Yorulup bırakıversek bile bedenimizi aşağıya

Öldürmüyordu bu deniz bizi, inadı da inatmış hani! 

Şefkatli bir istihfafla kucaklayıp,

Yeniden salıyordu gökyüzüne.


Limanları ve hayali sevgilileri es geçiyoruz, 

Ruhumuz notalarını arıyor geçip giden günlerde,

İlahi Fi! Ağlayacak kadar kan mı kaldı içimizde?

Tuzlu sularda beklemekten kalbimiz kurumadı mı daha?


11 Ocak 2025


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder