-Belki de en büyük gizem, yaşamaya devam ettikçe, hayatı hak etmenin geriye kalan tek yolunun, gerçek bir ölüm olmasındadır-
Pek çok tanımı
vardır,
İnsan vücudu
değmiş
Her bir şeyin:
Siyah tuşların,
Ve beyazların.
Kalın tellerin,
Ve plastiklerin.
Aşkın,
Uykunun,
Ve ölümün…
Hayatın sayısız
tanımlarından biri de
-Ki bu en büyük
bilmece-
Asla hak
edenlerin sahip olamadığı
Bir şey
olmasıdır...
Parmaklarım ağır
ağır geziniyor
Piyanonun siyahlı
beyazlı parmaklıklarının arasında.
Siz bakmayın nota
defterlerine,
Biz, “la” ile
başlarız çoğun, yaşamaya
Beyaz, beyaz,
siyah, beyaz
Sol, sağ, sağ…
sol, sol…
Hantal müzik
Hep ağırdan
alıyor;
Tökezledikçe
melodi
Sesler kapının
dışında kalıyor,
Notalar kapının
dışında,
Hüzün ve neşe ve
korku
Şarkı ve müzik ve
her şey
Bir sokak kedisi
oluyor
Kaldırımların
kucağında…
Neden sanki,
Çalıntı
hayatlarımız,
Her seferinde,
Yanlış ölçülü bir
sus işaretinde
Takılıp kalıyor?
Yosun ve ceset
kokan
Bir sahil,
Her devasa
dalgayı da yutmayı
Her seferinde
Nasıl da
başarıyor?
Her gözyaşı
duruyor da
Çocuklar için
akan
Neden durmuyor?
Neden sanki her
insan
On beşini
geçtiğinde
Yaşamını bir
entari gibi sıyırıp üstünden
Patates kemiren,
çıplak bir çocuğa giydiremiyor?
3 Eylül 2021
-Zor iş hayatı hak etmek,
Bir çocuk olmak lazım,
Çocuk kalmak…
Hayatı sevebilmek için,
Sek sek ve yakar top oynamayı
Mutlaka bilmek lazım.
Zaman kiplerini bilmediğimiz sürece çocuğuz bizler
Hayatı da ancak çocuk kaldığmız sürece severiz.
Hal böyleyken
Çocuklar ölür de
Bizler neden
yaşarız?-
-Bir rüyaya sıkı
sıkı yapışmak, onun ellerinden kayıp gitmesine engel olmuyor. Sadece, ondan
kısa bir süre daha zevk alabilmeni sağlıyor. Büyümeyi hiç istememek,
nihayetinde büyümeyeceğin anlamına gelmiyor. Ne yazık… Bense biraz daha
gözlerimi kapalı tutup, çarşafların sıcak ağırlığının keyfini, terleyip
bunalıncaya kadar çıkarmak istiyorum. Mümkün müdür?
5 Eylül 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder