3 Aralık 2024 Salı

VIII-ALÇAKGÖNÜLLÜ KİBİR

Kendini gerçeklere ulaşmış mı sayacaksın

Ritim mi ulaştıracak seni

Kimsenin bilmediği

Dünyanın saf, parlak 

Yahut paslanmış gerçeğine…

Sonra,

Böbürlenecek misin

Sessiz bir sırıtışla

Devam mı edeceksin herkesi kandırmaya,

Saçların iz bırakırken yastığında,

Yüzünde iz kalmasın diye sırtüstü uyumaya alışacak

Bir yandan bir sefilin rolünü mü oynayacaksın

Barok taklidi sahnende

Hedefin

Madeleine mi?

 

Yazdıklarını mısralar mı sanıyorsun?

Benzin kokusunu küçümserken,

Sanki lavantadan çok anlıyorsun!

Bir meret mi sanıyorsun kendini

Uçlu kalem yerine kurşun kalem

Mouse yerine klavye kullanınca?

Sanki çok matah bir şey apıyor seni

Devirmek, yıkmak lobutları birbiri ardına

Kırılma ama

Bir tabanca bile değilsin aslında

Bir mermiden fazlası olma hakkı

Verilmemiş sana hala

Her öldürdüğünde

Ölüyorsun da…

Boş bir kovan kalıyor geriye,

Ya sana kalmamışsa o bile?

 

Aynalardan beklediğim kadar şey bekliyorum kendimden

Onlara güvendiğim kadar güveniyorum kendime

İnsanlığımızın birimini oluşturan parlak yüzeylerde

Ateşimi ve basıncımı ölçüyorum

Ama yine de,

Gözlerim anlamsız bakıyor hep,

Dudaklarımın kenarında sahte kıvrımlar,

Kendimi kaybetmemek adına,

Ruhumu tarıyorum her gün

Ve ben!

Her zaman ben!

O kahrolası ben!

 

Tanrım…

Küçümseme hakkını elimde bulundurduğum tek şeyi

Hakkınca küçümseyemiyorum!

 

22 Şubat 2021 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder