Bazen
Yağmurdur bize
şiirler yazdıran
Ama yağmurun
altında
Şiir yazılmaz
Bu yüzden,
Göz kapaklarına
ve burun deliklerine doldurup
Bulutların her
hecesini,
Gün ışığını ve
çiy tanelerini,
Bir kutuya
kilitler insan
Beraberinde
Kendini,
Gölgesini,
Aksini…
Hani soran olmaz
ya
Yine de, eğer
olsaydı derdimi soran
Derdim ki
“arkadaş, yaşamak ağır geliyor bana
Her gün birkaç
santim ekliyor kamburuma
Hem uykumda, hem
uyanıklığımda
Saçlarımdan
çalıyor, günahlarıma ekliyor,
Zaman denen
terzi, kör, antika makasıyla…”
Ve derdi ki onlar
da,
“Dur yahu, az
sabret, sık dişini
Daha başlamadan,
nasıl boğar hayat seni?
Kolların var,
bacakların şükret haline
Tanrı bir de koca
kafa kondurmuş, omuzların üstüne!”
Bazen
Yağmurdur şairin
mürekkebi
Ama ürkek bir
acemi
Islanmasın diye,
Kalbinde gizler
defterini.
Ulaşamaz
yanaklarına bir türlü,
Bulutların
öpücükleri…
Bir kutuya
kilitler insan
Kendini,
Gölgesini,
Aksini…
Bırak be arkadaş!
Bırak böylesini!
Ne hayatın
dudakları uzanıyor dudaklarıma
Ne ölüm alıyor
beni, karanlık, serin kollarına!
Yalnız bir soluk
aksim kalmış aynada
Bir de karanlıkta
gölgem.
Söyleyin, bir
gölge, nasıl yüklenir yaşamayı sırtına?
Bir zamanlar
benim de,
Sevinçlerim vardı
hani?
Ağlamaklarım
vardı?
Hoş kokulu
sabunlarım,
Kalın siyah
örgülerim vardı?
Hayallerim? Rüyalarım? Şimdilerim? Yıldızlar? Dileklerim? Dondurmalar?
Sevmeklerim? Gökyüzü? Hüzünlerim? Hoş kokular? Merhametim? Gökkuşağı? Şefkatim?
Bulutlar? İnsanlığım?
Anlamıyorum,
Hepinizi kaf
dağının ardına fırlatan el,
Gölgemi neden
geride bıraktı?
Aynada aksim,
Alaycı.
Gölge bedenim,
Yılgın.
Yaşlı ruhum,
Umursamaz.
Ya kendim? Ben
neredeyim?
Demir çarık fayda
etmez bu defa
Ne yağan yağmur
temizler utancımı
Ne sere serpe
salınan kar kapatır usancımı
Nasıl düzelsin?
Geçmişimin
bıraktığı tek şey geriye,
Şen şakrak,
Tuhaf bakışlı,
Bir gölge…
Yaz yağmurunda
boğulacak kadar,
Cılız hem de…
26 Eylül 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder