Her şey olacağına varır Fi,
Bir rüyanın peşinden koşturup duramam ya artık
Uyandığın anda anlamsızlaşan bir olgu değil mi rüya dediğin?
İstesek de istemesek de
Yorulduk ikimiz de
Şu hayatı biraz da başka mekanlarda eskitelim
15 Nisan 2024
-2-
Endemik bir tür şu
Üzülmek için bir sebebe ihtiyaç duyanlar
İmrenilecek bir cins şu
Hüzünlerini anlatacak kelimeleri olanlar.
07.43
**
Baharı katletmek hunharca,
Toprağın bağrını yararak açtığımız
Yarım penceresi otobüs durağına bakan sınıflarımızda
Böyle günlerde
Bahar basmalı ağaçtan çiçek koparmazsam şayet,
Telafisi olur mu bu günahın?
Ya her tenhada müziğe sırnaşan
Şu bedenime yapışık yosma kollar ve ayaklar ne olacak?
Arılardan kaçmak yerine danslarını seyretsem
Telafisi olur mu bu günahın?
10.31
16 Nisan 2024
-3-
Üç gün önce, hukuk fakültesinin ara bahçesinden geçerken gördüğüm pembe beyaz iki bahar ağacına...
Boşuna uğraşıyoruz, boşuna
Bütün sanatçı geçinenlere koca bir “peh” çekmeli bu bahar
Bizim yarattığımız hangi güzellik,
Şu çiçek açmış pembe beyaz ağaçları geçecekmiş?
Boşuna paralıyoruz kendimizi, boşuna!
**
Bizim ebedi tutkunluğumuz
Ne kadına ne ruha
Ne güle ne bülbüle
Ne böceğe ne kuşa
İnanmayacaksınız belki ama
Ne de aşka!
Güzeli çirkini bırakın bir kenara,
Bizim şu ebedi tutkunluğumuz
İnan olsun ki bahara!
**
Orhan Veli haklıymış demeye geldim bu sefer,
Şiir yazmaya değil,
Hakikaten imkansızmış ya iyi kötü bir şey yazmamak
Yılın bu zamanlarına, hele ki tam da bu ayda!
20 Nisan 2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder