(Kasım 2018)
Papatyalar senin için dökerdi yapraklarını
Ve
benim bir papatya olmama izin yoktu
Henüz
hazır değildim kalp şekilli turtalar yapmaya
Ama
kalbim alev alev, günahlardan arınmış bir cehennemdi
Ve
yakacak günahkâr bulamayınca,
Cehennem
cehennemini ateş ateşi yaktı
Ve
mahşer bir tufan gibi koptu
Mahşer
günü bugündür bilin bunu insanlar
Ateş
ateşi yakıyor, bir bayrak gibi, kızıl kıvılcım!
Anlayın
artık! Mahşer koptu, kopmayacak bir daha
Beklemeyin
artık boşuna, son gün diye bir şey yok!
Ergenler
için hayatın rengi siyahtı çoğunluk
Karanlıkla
koyun koyuna bütün günahları işlerlerdi,
Zihnin
kalın, buruşuk, nemli çarşaflarının arasında…
Karanlıktan
korunmak için saçlarını fosforlu renklere boyardı kızlar
Tanrı
siyah çarşafların arasında sanılıyordu;
Bütün
dünya gözlerinizin karanlığında kararıp gitmişti
Bir
tek kızıllık bende vardı, korkuyordum, bir orospu sayılmaktan
Saçlarım
siyahtı henüz fosforlu renkler uğramamıştı tellerine
Ağzımdan
ateş püskürebilirdim her an!
İçinden
ateş fışkıran bir su hortumu olabilirdim
Ama
o zaman anlardı insanlar bir kürek mahkûmu olduğumu
Ve
üzerime bir karanlık çullanmasından korktum
Sustum,
dumanımı içeride tuttum
Benim
gibi çok vardı belki, beyaz dumanlar gördüm yer yer
İsli
çarşaflar gördüm, bunlara bahane sarılı kağıtlar gördüm
İzmaritten,
haptan, tozdan, dumandan
Bir
balinanın karaya vurmasıydı
Gözlerime
dikenli teller çektim,
Kulaklarımı
tıkadım alevlerin çıtırtısına
Dudaklarımı
EDS’ler gözetliyor artık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder